Feniçka Ayrıntılı Özet (Lou Andreas-Salome)
Max Werner
Feniçka ile sıradan bir Paris gecesinde tanışır. Feniçka asıl adı “Fiona
İvanova Betyagin” olan ancak arkadaşlarının ona Fenya ya da Feniçka şeklinde
seslendiği sıradan bir kızdır. Oturdukları yerde Feniçka bir haksızlığa karşı
cesurca hareket edene kadar Max Werner’in dikkatini çekmez; ancak psikoloji
bölümünü yeni bitirmiş olan Max Werner bir kadını insani şekilde algılamak
amacıyla Feniçka’yı incelemeye koyulur. Birkaç saat sonra Max Werner Feniçka’ya
uygunsuz bir şekilde, aslında elimde olmayarak yaklaşmaya çalışır ve arasında
tatsız bir olay yaşanır. Bunun üzerine zaten utanmış olan Max Werner ne kadar
isterse istesin Feniçka’yla tekrar iletişim kurmaz.
Bir yıl sonra
Feniçka ve Max Werner, Werner’in ablasının Rusya’da ki düğünde karşılaşırlar.
Bu karşılaşma da Feniçka daha etkileyici bir kadına dönüşmesine rağmen Max
Werner eskisi kadar etkileyici değildir. Düğünde birbirleriyle yakın şekilde
sohbet ederler; Max Werner geçen yıl yaşanan olayın anısını biraz olsun
hafifletebilmek amacıyla Feniçka’ya gizli bir sırrını açar. Max Werner
“Irmgard” adında bir kızla gizlice nişanlanmıştır; biraz da bunun üzerine
sohbet etmeye devam ederler.
Birkaç gün
sonra Feniçka ve Max Werner Petersburg’a giderler. Farklı yerlerde kalıyor
olmalarına rağmen bir gün karşılaşırlar; bu karşılaşmalarında Max Werner
zihninin derinliklerinde sürekli Feniçka ve Irmgard’ı karşılaştırır. Feniçka
hayatı özgür cesur ve korkusuz yaşarken, Irmgard’ın ne kadar çekingen ve
korunmaya muhtaç olduğunu görür. Aşk hakkında ki görüşleri bile görünür şekilde
farklıdır.
Petersburg’da
ki hayatları olağan seyriyle devam ederken bir gece Max Werner Feniçka’yı bir
kızakta bir adamla beraber görür. Paris’te yaşanılanlar ve Feniçka’nın ona
gösterdiği tepkiyi düşünür. Daha sonra aslında diğer tüm kadınlara kendinin ve
diğerlerinin yaptığı gibi Feniçka’ya da belli kalıplar içinde bakmaya
çalıştığını ve toplumun kadınları ya idealize etmeye ya da şeytanileştirmeye
çalıştığını düşünür. Ona göre bu durum aslında “erkeklerden çokta farklı
olmayan kadının insanlığının basitleştirilmesi”dir.
Max Werner
Feniçka’yı benzer şekilde birkaç kez daha görür. Bu karşılaşmaların en
sonuncusunda Feniçka daha fazla dayanamaz ve içindekileri döker. Werner ile
Feniçka arasında kadının üstünlüğünü vurgulamak şekliyle kadına dayatılan belli
gizlilik ve davranış kalıpları konusunda bir konuşma geçer; çünkü Werner
Feniçka’nın gizli şekilde yaşaması dayatılan ilişkisini öğrenmiştir. Bunun
üzerine Feniçka o güne kadar içinde kalmış
duygu ve düşüncelerini tüm yalınlığıyla Werner’a açar. Werner ise bir kadına
dosluktan başka bir duygu hissetmeden ona yakın olmayı ilk kez hisseder.
Werner’in
Feniçka ve Irmgard arasında yaptığı kıyasla bu tartışmalardan sonra Irmgard’ın
daha üstün olduğu düşüncesine doğru kaymaya başlar. Feniçka’yla son kez
karşılaştıklarında Feniçka gizli ilişkisini bitirir ve bu Werner’in de
Feniçkayı son görüşü olur.


Kitap Yorumu
Çok sıradan,
yaşanabilirliği özellikle günümüz Türkiye koşullarında bile maalesef hala
mümkün olan bir hikaye. Feniçka onu ya onurlu soylu kadınlardan biri ya da onun
deyimiyle “yosma” olarak niteleyecek toplumsal düzenden bir kaçış olmadan
yaşama sıkışmış bir kadındır. İstediği şey bağımsızlık olmasına karşın aynı
zamanda bir ilişki içerisinde olabilmektir. Ancak asla yazılı olmasa da
toplumsal normlar ve onun denetleyiler için bildiricisi olan dedikodu işlevini
yine en etkili bir şekilde yerine getirir ve bu Feniçka’yı aslında gerçekte
olmayan hayal dünyasından çıkarmaya yeter. Sırf o güne kadar öyle geldiği ya da
belli çevreler tarafından öyle gelmesi sağlandığı için Feniçka istediği bir
şeye sahip olabilmek uğruna istediği bir diğerinden (belki de her zaman olduğu
gibi) vazgeçmek zorunda kalmıştır. Aslında temelde ele alınan şey Feniçka’nın
ve temsil ettiği şekilde aydın kesim kadınların (diğer kadınların da hakkı
olduğu şekilde) bir kadın olarak farklı bir varlıkmışçasına değerlendirilip,
idealleştirilmek ve bu ideale ulaşması için baskı yapmak yerine; bir insan gibi
yaşamasına uygun ortamın maalesef bahsedilen yıllarda kadınlar için mümkün
olmadığıdır (bu gün de olduğu göreceli şekilde tartışılabilir) . Acı olan şey
Feniçka’nın ev sahibesi kadın (bu düzenin sürmesinde bir rol oynuyordu)Tıpkı
şimdi bile örneklerini açık şekilde görebileceğimiz gibi diğer kadınlar bile
“kadının bu şekilde belli rollere atanmasını” belki mahalli, eğitimsiz
düşünceler ve davranışlarla destekliyor olmalarıdır. Özet olarak kadın bir
insandır ve bu şekilde yaşamasına izin verilmelidir. Werner’de bunu fark eder ama
kabul etmek istemez; hala Feniçka’ya saygı duysa bile içten içe bu geleneksel
kadın türüne Feniçka’dan daha fazla aidiyet göstere Irmgard’ı kendi içinde daha
iyi bulur.
Okuduğunuz
için teşekkürler…

