29 Nisan 2018 Pazar



Feniçka Ayrıntılı Özet (Lou Andreas-Salome)

Max Werner Feniçka ile sıradan bir Paris gecesinde tanışır. Feniçka asıl adı “Fiona İvanova Betyagin” olan ancak arkadaşlarının ona Fenya ya da Feniçka şeklinde seslendiği sıradan bir kızdır. Oturdukları yerde Feniçka bir haksızlığa karşı cesurca hareket edene kadar Max Werner’in dikkatini çekmez; ancak psikoloji bölümünü yeni bitirmiş olan Max Werner bir kadını insani şekilde algılamak amacıyla Feniçka’yı incelemeye koyulur. Birkaç saat sonra Max Werner Feniçka’ya uygunsuz bir şekilde, aslında elimde olmayarak yaklaşmaya çalışır ve arasında tatsız bir olay yaşanır. Bunun üzerine zaten utanmış olan Max Werner ne kadar isterse istesin Feniçka’yla tekrar iletişim kurmaz.
Bir yıl sonra Feniçka ve Max Werner, Werner’in ablasının Rusya’da ki düğünde karşılaşırlar. Bu karşılaşma da Feniçka daha etkileyici bir kadına dönüşmesine rağmen Max Werner eskisi kadar etkileyici değildir. Düğünde birbirleriyle yakın şekilde sohbet ederler; Max Werner geçen yıl yaşanan olayın anısını biraz olsun hafifletebilmek amacıyla Feniçka’ya gizli bir sırrını açar. Max Werner “Irmgard” adında bir kızla gizlice nişanlanmıştır; biraz da bunun üzerine sohbet etmeye devam ederler.
Birkaç gün sonra Feniçka ve Max Werner Petersburg’a giderler. Farklı yerlerde kalıyor olmalarına rağmen bir gün karşılaşırlar; bu karşılaşmalarında Max Werner zihninin derinliklerinde sürekli Feniçka ve Irmgard’ı karşılaştırır. Feniçka hayatı özgür cesur ve korkusuz yaşarken, Irmgard’ın ne kadar çekingen ve korunmaya muhtaç olduğunu görür. Aşk hakkında ki görüşleri bile görünür şekilde farklıdır.
Petersburg’da ki hayatları olağan seyriyle devam ederken bir gece Max Werner Feniçka’yı bir kızakta bir adamla beraber görür. Paris’te yaşanılanlar ve Feniçka’nın ona gösterdiği tepkiyi düşünür. Daha sonra aslında diğer tüm kadınlara kendinin ve diğerlerinin yaptığı gibi Feniçka’ya da belli kalıplar içinde bakmaya çalıştığını ve toplumun kadınları ya idealize etmeye ya da şeytanileştirmeye çalıştığını düşünür. Ona göre bu durum aslında “erkeklerden çokta farklı olmayan kadının insanlığının basitleştirilmesi”dir.
Max Werner Feniçka’yı benzer şekilde birkaç kez daha görür. Bu karşılaşmaların en sonuncusunda Feniçka daha fazla dayanamaz ve içindekileri döker. Werner ile Feniçka arasında kadının üstünlüğünü vurgulamak şekliyle kadına dayatılan belli gizlilik ve davranış kalıpları konusunda bir konuşma geçer; çünkü Werner Feniçka’nın gizli şekilde yaşaması dayatılan ilişkisini öğrenmiştir. Bunun üzerine  Feniçka o güne kadar içinde kalmış duygu ve düşüncelerini tüm yalınlığıyla Werner’a açar. Werner ise bir kadına dosluktan başka bir duygu hissetmeden ona yakın olmayı ilk kez hisseder.
Werner’in Feniçka ve Irmgard arasında yaptığı kıyasla bu tartışmalardan sonra Irmgard’ın daha üstün olduğu düşüncesine doğru kaymaya başlar. Feniçka’yla son kez karşılaştıklarında Feniçka gizli ilişkisini bitirir ve bu Werner’in de Feniçkayı son görüşü olur.

Kitap Yorumu

Çok sıradan, yaşanabilirliği özellikle günümüz Türkiye koşullarında bile maalesef hala mümkün olan bir hikaye. Feniçka onu ya onurlu soylu kadınlardan biri ya da onun deyimiyle “yosma” olarak niteleyecek toplumsal düzenden bir kaçış olmadan yaşama sıkışmış bir kadındır. İstediği şey bağımsızlık olmasına karşın aynı zamanda bir ilişki içerisinde olabilmektir. Ancak asla yazılı olmasa da toplumsal normlar ve onun denetleyiler için bildiricisi olan dedikodu işlevini yine en etkili bir şekilde yerine getirir ve bu Feniçka’yı aslında gerçekte olmayan hayal dünyasından çıkarmaya yeter. Sırf o güne kadar öyle geldiği ya da belli çevreler tarafından öyle gelmesi sağlandığı için Feniçka istediği bir şeye sahip olabilmek uğruna istediği bir diğerinden (belki de her zaman olduğu gibi) vazgeçmek zorunda kalmıştır. Aslında temelde ele alınan şey Feniçka’nın ve temsil ettiği şekilde aydın kesim kadınların (diğer kadınların da hakkı olduğu şekilde) bir kadın olarak farklı bir varlıkmışçasına değerlendirilip, idealleştirilmek ve bu ideale ulaşması için baskı yapmak yerine; bir insan gibi yaşamasına uygun ortamın maalesef bahsedilen yıllarda kadınlar için mümkün olmadığıdır (bu gün de olduğu göreceli şekilde tartışılabilir) . Acı olan şey Feniçka’nın ev sahibesi kadın (bu düzenin sürmesinde bir rol oynuyordu)Tıpkı şimdi bile örneklerini açık şekilde görebileceğimiz gibi diğer kadınlar bile “kadının bu şekilde belli rollere atanmasını” belki mahalli, eğitimsiz düşünceler ve davranışlarla destekliyor olmalarıdır. Özet olarak kadın bir insandır ve bu şekilde yaşamasına izin verilmelidir. Werner’de bunu fark eder ama kabul etmek istemez; hala Feniçka’ya saygı duysa bile içten içe bu geleneksel kadın türüne Feniçka’dan daha fazla aidiyet göstere Irmgard’ı kendi içinde daha iyi bulur.
Okuduğunuz için teşekkürler…

1 yorum:

  1. Merhaba, paylaşımlarınız çok güzel,
    Ama blogunuzu bayadır ihmal etmişsiniz...
    Eminim paylaşacak çok şey birikmiştir. Hadi gelin artık…

    YanıtlaSil